kraniosinostoz-ameliyati (1)

Kraniosinostoz Ameliyatı Nedir?

Kraniosinostoz Ameliyatı Nedir?

Kraniosinostoz, kafatasında bulunan kemiklerin çok erken birleşmesinden kaynaklanan, doğumda görülen kafa şekil bozukluklarındandır. Şekil bozukluğuna ek olarak bebeğin hem zihinsel gelişimini engeller hem de fonksiyon kayıplarına sebep olur. Bu kafa şekil bozukluğu kraniosinostoz ameliyatı ile erken dönemde tedavi edilebilir.

Anne karnında müdahale edilebilen bir durum değildir. Ancak doğum sonrasında cerrahi operasyonlarla gerçekleştirilebilir. Böylece, iyileşme sağlanabilir. Bebek erken tedavi ile kafa şekil bozukluğunun etkilerini minimal oranda yaşayarak iyileşme sürecine geçebilir.

Kraniosinostoz Nedir?

Bebeklerde kafatası beş kemikten oluşur. Bu kemiklerin bir veya birden fazlasının birleşim noktaları normalden erken kapandığında kraniosinostoz meydana gelir. Sütür adı verilen ve birbirinden ayrı olan eklemler vasıtasıyla bağlanan kafatası kemikleri kraniosinostoz sebebiyle kapanır. Bu kapanma bebeğin beyin gelişiminin önüne geçer. Ayrıca, kraniosinostoz bazı hallerde kafa içerisindeki basıncın artmasına da sebep olabilir.

Genellikle kraniosinostoza sebep olan faktörler belli değildir. Yine de bazı risk faktörleri bulunur. Bu rahatsızlığı yaşayan bazı hastalarda sebep genetik anomalilerdir. Bazılarında ise çevresel faktörlerin etkisi saptanır. Hamilelik esnasında kullanılan ilaçlar, annenin beslenme alışkanlıkları, maternal tiroid rahatsızlığı ya da bütün bu faktörlerin bir arada bulunması kraniosinostoza sebep olabilir. Ek olarak, D vitamini eksikliği ve bıngıldağın erken kapanması da kraniosinostoza sebebiyet verebilir.

Bıngıldağın Kapanma Zamanı

Sağlıklı bir bebekte bıngıldak 12 ile 18. aylar arasında kapanır. Bu süre bazı bebeklerde 24. aya kadar uzayabilir. Nadiren de olsa bazı bebeklerde ön bıngıldak ve arka bıngıldak birlikte görülür. Bu bıngıldağın en geç üçüncü ayın sonunda kapanması gereklidir.

Peki, bıngıldağın kapanma zamanı neden önemlidir? Bıngıldağın erken kapanması bebekte çeşitli sağlık problemleri meydana getirebilir. Bebeklerde erken kapanan bıngıldak beyin gelişimini engeller. Ayrıca, fonksiyon kayıplarına sebep olan kraniosinostoz oluşturur.

Kraniosinostozla birlikte kafa içi basıncı artar, temel duyularda özellikle görme ve işitmede problemler oluşmasına neden olur. Zihinsel sorunlar oluşturan bu problem, kraniosinostoz ameliyatı yapılarak aşılabilir. Tedavinin gerçekleşmesi kadar güvenli ve özenli bir ortamda gerçekleşmesi de önemlidir.

Kraniosinostoz Belirtileri Nelerdir?

Kraniosinostoz belirtili genellikle doğumdan sonra ortaya çıkar. Sütürün tam kapanmaması halinde çok geç fark edilebilir. Ek olarak çoğu vaka doğum sonrasında belli olur. Birkaç ay içerisinde gözle görülür hale gelir. Sütürlerin kapandığı bölümler ve kaç sütürün kapandığı gibi noktalar bebekten bebeğe değişiklik gösterebilir. Bir sütürün kapandığı hallerde diğer yanda beyin gelişimi devam edebilir. Ancak bu durumda kafatası anomalileri meydana gelebilir. Kraniosinostozun türlerine göre yalnızca kafatası değil, göz, kulak ve burunda da şekil bozukluğu görülebilir. Kraniosinostoz ameliyatıyla gözlemlenen şekil bozuklukları normal formuna getirilebilir. Peki, kraniosinostozun türleri nelerdir?

Kraniosinostoz Türleri

Kraniosinostoz, sütürlerin kapandığı noktalara bağlı olarak çeşitlenir. Kraniosinostozun saginal sinostoz, metopik sinostoz, koronal sinostoz ve lambdoid sinostoz olmak üzere dört türü bulunur. Türler arasında görülme sıklığı en fazla olan saginal sinostoz, skafosefaliye sebep olur.

Skafosefali, kafanın önden arkaya doğru uzayan bir görünüm sergilemesidir. Alın çıkıktır ve yan kafa kemikleri de çıkıntılarla uyum sağlar şekildedir. Ön ve arka kafatası kemikleri keskin bir görüntü oluşturur. Kafatasının orta kısmında bir çukur mevcuttur.

Triganosefali ve üçgen kafa olarak da isimlendirilen metopik sinostoz, kafa yüksekliğinin normalden fazla olma durumudur. Bu rahatsızlığı yaşayan bebeklerin gözlerinin arasındaki mesafe azdır. Kafa ve alın sivri bir görünüş sergiler. Koronal sütürün erken kapanması koronal sinostoz oluşturur. Bu tür tek ya da çift taraflı olabilir.

Tek taraflı koronal sinostoz, kafanın etkilenen kısmına doğru göz ve kaş yapısının kaymasına sebep olur. Etkilenen yanda duran göz ve kaş belirgin bir şekilde daha yüksekte bulunur. Bu duruma ek olarak burun ve kulakta da kaymalar görülebilir.

Brakisefali olarak da isimlendirilen çift taraflı koronal sinostozda kafa kenarlardan geniştir ve alın çıkıntılıdır. Kafanın yüksekliği artar ve gözler birbirinden uzaklaşır. En nadir görülen kraniosinostoz çeşidi, lambdoid sinostozdur. Bu türde kafatası asimetrisi bulunur. Ön ve arkadan gözle görülebilir bir fark yaratan bu türde kafatası sağa ya da sola eğik haldedir. Kafatasının etkilenen kısmında düzleşme görülür. Kraniosinostoz ameliyatıyla birlikte bebekte gelişen kraniosinostoz türüne uygun yaklaşım sergilenir. Bebek sağlığına ve doğal estetik görünümüne kavuşur.

Kraniosinostoz Tedavisi

Kraniosinostoz, 3D beyin tomografisi, kafa grafisi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak teşhis edilir. Doğumdan sonra tedavi edilen kraniosinostozun tedavisi altında yatan sebepler incelendikten ve türü belirlendikten sonra gerçekleştirilir. Kemiklerin kaynamadığı ya da hafif semptomlar yaşayan vakalarda sütürler kapanmışsa çoğunlukla kask yöntemi kullanılır.

Yaşın ilerlemesi ile birlikte kafatası üzerindeki deri saçlanır. Saç oluşumu arttıkça şekil bozukluğu belirgin bir şekilde görünmeye başlar. Çeşitli sağlık problemleri ile fark edilir boyutta şekil bozukluklarına yol açan ve kemiklerin tamamen kaynadığı vakalarda sütürlerin açılması için cerrahi müdahale gereklidir. Kraniosinostoz ameliyatına karar verme aşamasında bebeğin yaşı, baş çevresi ölçüsü, gözlerinde sorun olup olmadığı, kozmetik problemlerin derecesi ve bebeğin genel sağlık durumu incelenir. Tüm bu faktörler değerlendirildikten sonra bebeğe uygun kraniosinostoz ameliyatı gerçekleştirilir.

Kraniosinostoz Ameliyatı

Çoğunlukla bebeğin ilk yaşını doldurmadan gerçekleştirilen kraniosinostoz ameliyatı açık ya da kapalı yapılabilir. Kraniosinostoz ameliyatıyla yalnızca şekil bozuklukları düzeltilmez aynı zamanda bazı vakalarda ciddi problemlere yol açabilen kafa içi basıncı da düşürülür. Bu sayede beyin gelişiminin seyri normale döner.

Cerrahi müdahale ile bebeğin zihinsel problemler yaşaması önlenir. Kraniosinostoz ameliyatı ile sütürler ve kafatası kemiklerinin arası açılır. İşlem sonrasında bebekler bir gün müşahede altında kalmalıdır. Süreci takip edilen bebeklerde herhangi bir problemle karşılaşılmaması halinde taburcu olma işlemleri yapılabilir.

Bazı hastalarda ameliyat sonrasında önceden şekillendirilmiş kasklar kullanılır. Kask, kafatasının öne ve arkaya değil, yanlara doğru gelişim sağlamasına imkan tanır. Her cerrahi operasyonda bulunduğu gibi kraniostoz ameliyatında da bazı riskler bulunur. Bilhassa gelişim sürecinin başında olan bebeklerde gerçekleştirilen operasyonlarda risk daha fazladır.

Ameliyatın en önemli riskleri uzun anestezi süresi ve kan kaybına bağlı olarak gelişebilecek problemlerdir. Ameliyat sonrasında yara bölgesinde dikişlerde açılma ya da enfeksiyon, bazı vakalarda meydana gelen sorunlar arasındadır. Ameliyatın kafatası üstünde yapılması, beyin fonksiyonlarının zarar görmesini önler. Bütün risklere karşın uzman doktorların gerçekleştirdiği operasyonlar sayesinde hayati etki yaratan komplikasyonların görülme oranı oldukça düşüktür.

Peki, ameliyat ne zaman yapılmalıdır? Bebek yeni doğduğunda yapılan ameliyatlar ilerleyen süreçlerde yeniden cerrahi operasyon desteğine ihtiyaç duyulmasına sebep olabilir. İlerleyen yaşlarda cerrahi operasyonlardan sağlanacak kazanımlar azabilir. Bu sebeplerden dolayı ameliyat 4- 12 ay arasında yapılmalıdır. Erken teşhisle birlikte  kafa şekil bozuklukları tedavi imkanı bulur. Şekil bozukluklarından kaynaklanan olumsuz  etkilerini ameliyatla birlikte minimalize edebilirsiniz.

Sağlığınızı ve güvenliğinizi önemseyen Milano Klinik kalitesiyle doğru ve iyi vücut estetiği ve diğer estetik operasyonları yaptırabilirsiniz.

Önceki yazımıza https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/plastik-cerrahi-icin-en-iyi-mevsim-hangisi/ linkinden ulaşabilirsiniz.

plastik-cerrahi-icin-en-iyi-sezon-hangisi

Plastik Cerrahi İçin En İyi Mevsim Hangisi?

Plastik Cerrahi İçin En İyi Mevsim Hangisi?

Yıllar geçtikçe plastik cerrahiye talep artıyor ve  giderek artacak, çünkü plastik cerrahi artık milyonlarca insan için her zamankinden daha erişilebilir ve daha uygun fiyatlı. Ama yine de önceden biraz planlama yapmak gerekiyor. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak önemli: Estetik ameliyatı nerede yaptıracaksınız, ameliyatı kim yapacak, ameliyatın maliyeti ne kadar olacak? Bunlar, estetik ameliyat olmayı düşünenlerin kendilerine sorabilecekleri en önemli sorulardan bazıları. Ama ne zaman olacağınızı hiç düşündünüz mü? “Bir an önce” diye düşünebilirsiniz. Ama kış, plastik cerrahi için en iyi mevsimdir. Bu yazımızda size estetik cerrahi için kışın neden en iyi mevsim olduğunu anlatacağız ve kış aylarında estetik yaptırmanın avantajlarını sıralayacağız.

Kış Plastik Cerrahi İçin Neden En İyi Mevsimdir?

Plastik cerrahiyi neredeyse yılın herhangi bir zamanında yaptırabilirsiniz ama Ekim ve Mart ayları arasında yaptırmanız tavsiye edilir. Bu belirli zaman aralığı neden tavsiye ediliyor diye sorabilirsiniz. Bu dönemi plastik cerrahi için en iyi mevsim yapan şey, güneşli havanın düşük olma ihtimalidir.

Özellikle yüz ve baş bölgelerinde yapılan Rinoplasti, Saç Ekimi, Yüz Yağ Transferi vb. ameliyatlardan sonra güneş ışığına maruz kalmak iyileşme sürecini yavaşlatabilir ve hatta cilde kalıcı olarak zarar verebilir. Normalde yan etki olarak görülen ameliyat sonrası şişlik gibi sorunlar iltihaplanma gibi çok daha büyük sorunlara dönüşebilir.

Ayrıca, güneşe maruz kalma cildinizin pigmentini değiştirdiği için, çok fazla güneşe bağlı olarak iz ve leke oluşması da beklenmelidir. Bununla da kalmayıp skar dokunuz buna bağlı olarak hasar görmüşse, ameliyattan yıllar sonra bile ameliyat izlerinin görülebileceği anlamına gelebilir.

Bu nedenle kış, güneş ışığına maruz kalma olasılığını en aza indirdiği için plastik cerrahi için en iyi mevsimdir. Yine de iyi bir önlem olarak, doğrudan güneş ışığına maruz kalma olasılığını ortadan kaldırmak için çalışma alanını iyice kapattığınızdan emin olun. Bu da bizi bir sonraki noktamıza getiriyor.

Kışın plastik cerrahi için en iyi mevsim olmasının bir başka nedeni de tatil mevsimlerinin ek avantajıdır. Yaz mevsiminde, aşırı ısınmayı önlemek için daha açık giysiler giyebilir ve tatilinizin tadını çıkarmak için bikiniden mayo giymeyi tercih edebilirsiniz. Ancak kışın, cildinizin soğuk havaya maruz kalmalarını önlemek için mümkün olduğunca çok cilt bölgesini kaplayan giysiler giymeniz gerekecektir.

Bu, estetik ameliyatınızın ardından şişmeden morarmaya herhangi bir etkiyi gizlemenizin çok daha kolay olacağı anlamına gelir. Ayrıca kış aylarında, tatillerin ve özel günlerin sayısı ile yıllık izin talep etmeden işinizden bolca boş zamanınız olacak. Bu, ameliyatınızı yapmak ve sonrasında iyileşmek için size çok zaman bırakır. Ayrıca, sizin için “yeni yıl, yeni ben” olacak. Bu da kışın plastik cerrahi için en iyi mevsim olduğunu söylemek için başka bir neden.

Son olarak bahsetmeye değer bir şey var ki, estetik ameliyatınızı kış aylarında yaptıracaksanız en geç Mayıs ayına kadar yaz tatiline hazır olursunuz! Bu yüzden Karın Germe, Meme Dikleştirme, Yüz Germe, Brezilya Popo Kaldırma gibi ameliyatlar yaptırarak yaz vücuduna kavuşmak istiyorsanız kış ayları için randevularınızı almalısınız.

Kışın Hangi Ameliyatları Olmalısınız?

Plastik cerrahi için en iyi mevsimde yani kış döneminde tercih etmeniz gereken bazı ameliyatlardan bahsedelim. Bahsettiğimiz gibi, güneşe maruz kalma, bir ameliyattan sonra iyileşirken aklınızda bulundurmanız gereken büyük bir faktördür. Ameliyatınız lazer kullanımını içeriyorsa, mutlaka kış aylarında randevunuzu almalısınız. Lazerle yapılan cerrahi veya ameliyatsız her operasyonda olduğu gibi lazer ameliyatlarından sonra ciltte güneşe maruz kalmak leke ve iltihaplanmalara neden olabilir. Ayrıca yukarıda belirttiğimiz gibi meme dikleştirme estetiği, meme büyütme estetiği, meme küçültme estetiği ve meme yağ enjeksiyonu gibi meme ameliyatları kış aylarında da yapılabilmektedir. Bu ameliyatlar, lazerle yapılan ameliyatlar kadar güneş ışığından etkilenmeyecektir, ancak iyileşme süresi tamamlandığında ve bikiniye hazır olduğunuzda göğüsleriniz çok daha doğal bir görünüme kavuşacaktır. Son olarak, yüzünüzün görünümünü değiştirmek istiyorsanız, plastik cerrahi için en iyi mevsim yine kıştır. Bu özellikle kış aylarında avantajlıdır çünkü yılın herhangi bir zamanında diğer ameliyatların izlerini ve etkilerini gizleyebilirken, soğuk havalarda yüz bölgenizi kapatmak çok daha kolay olacaktır. Yani burun ucu kaldırma, göz kapağı estetiği, saç ekimi, kaş kaldırma gibi ameliyatların izlerini atkı veya şapka kullanarak kolayca gizleyebilirsiniz.

Kış, plastik cerrahi için en iyi mevsim olsa da, bu makalenin en başında bahsettiğimiz diğer sorulara doğru cevapları bulmak da önemlidir. Milano Clinic olarak sorularınızı cevaplayabiliriz. Başka sorularınız varsa, onları yanıtlamaktan da mutluluk duyarız! Hizmetlerimiz, fiyatlarımız ve daha fazlası hakkında ek bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.

Önceki yazımıza https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/kayleigh-baldwin-wilkinson-kimdir/ linkinden ulaşabilirsiniz.

kayleigh-baldwin-wilkinson

KayleIgh BaldwIn-WIlkInson KImdIr?

Kayleıgh Baldwın-Wılkınson KImdIr?

Kayleigh Baldwin-Wilkinson

Anne olmak bir lütuf olarak kabul edilir, mucizevidir ve bir hediyedir. Dahası, anne olmak bizi düşündüğümüzden daha fazla değiştirir. Hayatımızı birçok şekilde farklılaştırır. Yaşama şeklimizi, olayları yorumlama şeklimizi değiştirir. Tabii aynı zamanda vücudumuzu da değiştirir.

Birçok kadın hamilelik sırasında ve doğumdan sonra vücutlarında bölgesel değişiklikler yaşar. Bu tamamen normal ve aynı zamanda doğal bir değişikliktir. Kadınların bu dönemde yaşayabileceği değişiklikler göğüsler, karın, basen ve kollar olmak üzere vücutlarındaki birçok alanı etkiler.

Bazı farklılıklar belli bir sürede kendi kendine kaybolabilirken, bazıları da ne yazık ki kendi kendine gitmeyebilir. Bundan dolayı milyonlarca kadın hamilelikten önceki haline dönmek için birçok yola başvurur ve bir sürü farklı şey dener. Ancak bazen kilo vermenin doğal yolları işe yaramaz. Sorun birçok yerde olabilir. Bazı insanlar yanlış egzersiz rutinini deneyebilir; Bazı insanlar yanlış beslenmeyi dener. Ya da kişilerin doğal yollarla kilo vermesini engelleyen metabolik bir sorun olabilir. Bu aynı zamanda Kayleigh Baldwin-Wilkinson’ın da yaşadığı bir durum. Bu yazımızda Kayleigh Baldwin-Wilkinson'ın hikayesinden bahsedeceğiz.

Kayleigh Baldwin-Wilkinson'ı Tanıyalım

Kayleigh Baldwin-Wilkinson, Birleşik Krallık'ta Essex'te ikamet eden 28 yaşında bir kadındır. Morgan ve Harley adında iki harika çocuk annesidir. İlk önce yedi yıl önce Morgan'ı dünyaya getirdiğinde anne oldu ve ardından üç yıl sonra Harley ile ikinci defa anne oldu. Kayleigh'in uzun süredir kilo sorunlarıyla mücadele ettiği bilinen bir gerçek. İlk çocuğunu doğurduktan sonra kilo vermek için çok uğraştığını ve ikinci hamilelikten sonra kilo vermenin çok zor hale geldiğini söylüyor. Kendi kendine kilo vermeye çalıştığında çalışmaları sonuçsuz kaldı.

Kayleigh’in yaşadığı bu duruma yo-yo etkisi deniyor. Yo-yo etkisi, ağırlık döngüsü olarak da bilinir. Bu, ne denerse denesin verdiği kiloyu geri alacağı anlamına geliyordu. Kayleigh, yaklaşık 20 kilo verdi, ancak hepsini ekstra kilo ile geri aldı. Ayrıca sürekli hazır yemek yemesi de duruma yardımcı olmadı. Her hafta paket servis için 150 sterlinden fazla harcadığını söylüyor.

Kilosu çocuklarıyla olan ev hayatını etkilediğinden, çocuklarla kaliteli zaman geçirememesi onu harekete geçirdi ve araştırmaya başladı. Araştırmadan sonra gastrik bypass ameliyatı olmaya karar verdi.

Mide baypas ameliyatı, midenin küçük bir bölümünü geri kalanından ayırarak midenin boyutunu küçülten ve onu ince bağırsağa bağlayan bir ameliyattır. Bu, yediğiniz yiyeceklerin doğrudan bağırsağınıza gitmesini sağlar. Daha küçük mide, çok daha küçük yiyeceklerle dolu hissetmemize yardımcı olduğu için ameliyat kilo kaybına neden olur.

Araştırmasını yaptıktan sonra Kayleigh, Birleşik Krallık'ta bu ameliyatı yaptırmanın maliyetinin 10.000 ila 20.000 £ arasında olabileceğini gördü. İşte o zaman Türkiye'de ameliyat olmaya karar verdi. Son birkaç yıldır sağlık turizminde manşetlere çıkan Türkiye’de, hayalini kurduğu ameliyatı yaklaşık 3 bin 200 sterline yaptırabileceğini gördü.

Ameliyattan önce Kayleigh, yaklaşık 120 kiloydu. Ameliyattan sonra bir yıl boyunca 66 kilo oldu. Ancak birçok kadında olduğu gibi o kiloları verdikten sonra cildi sarkmaya başladı.

Kilo verdikten sonra sarkma doğal olarak gerçekleşir. Cilt uzun süre gerilirse esnekliğini kaybeder. Yani kilo verdikten sonra bu fazla deri vücuttan sarkmaya başlayacaktır.

Kadınların kilo verdikten sonra sarkmalarının yanı sıra hamilelik sırasında ve sonrasında çatlaklar da yaşadığını belirtmekte fayda var. Çatlaklara hızlı kilo alımı neden olur ve cildinizin ne kadar hızlı büyüdüğüne verdiği tepkidir.

Kayleigh bir yıl içinde kilo verdi, ancak görünüşünden memnun değildi, estetik ameliyatlar için Türkiye'ye dönmek için fazladan 4.500 £ harcadı. Karın germe estetiği, meme dikleştirme estetiği ve meme büyütme estetiği ameliyatlarını oldu.

Karın germe ameliyatında alt karın bölgesindeki fazla deri kesi ile alınarak vücuda tonda bir görünüm kazandırılır. Meme implantı ameliyatında silikon meme protezlerinin implantasyonu ile memenin şekli ve genel görünümü değiştirilir. Son olarak Meme dikleştirme operasyonu, memelerin daha dik görünmesi için kesi ile derinin bir kısmını alarak memelerin sarkmasına yardımcı olur.

Kayleigh şimdi, vücudu ile her zamankinden daha mutlu. Bu değişiklikleri sadece kendisi için değil çocukları için de yaptığını söylüyor. Artık nefes darlığı çekmeden, herhangi bir fiziksel acı hissetmeden çocuklarıyla daha kaliteli zaman geçirebiliyor. Ve bunu sadece bir yıl içinde gerçekleştirdi.

Kayleigh Baldwin-Wilkinson, güzel hissetmeyi ve çocuklarına daha fazla zaman ayırabilmeyi hayal etti ve estetik ameliyatlarla sadece bir yıl içinde hayallerine ulaştı. Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız Milano Klinik tam size göre! Her yıl binlerce insanın hayallerine ulaşmasına yardımcı olduk, size de yardımcı olmak istiyoruz. Hizmetlerimiz, fiyatlarımız ve daha fazlası hakkında ek bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.

Önceki yazımızı https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/iyi-bir-jawline-icin-fikirler/ linkinden okuyabilirsiniz.

iyi-bir-jawline-icin-fikirler (1)

İyi Bir Jawline İçin Fikirler

İyi Bir Jawline İçin Fikirler

Güzellik endüstrisi ve standartlar hızla değişse de, keskin çene uzun zamandır tercih edilen özelliklerden bir tanesidir. Bu özelliğin halkın gözünde ne zaman çok çekici görünmeye başladığını saptamak zor olsa da, 1900’lerde dünya savaşlarının traşlı, çıplak yüzlü görünümü ordu ve beyaz yaka işleri dışında bir norm haline geldi.

Sakal traşları yapılırken keskin çene hatları ışığın altına girdi. Ve sinemanın artan popülaritesi, görünümün popülerleşmesine yardımcı oldu. Bu yazımızda jawline neden bu kadar hoş bulduğumuzu, hangi çeneleri iyi bir jawline olarak nitelendirebileceğimizi ve böyle bir görünüme nasıl kavuşabileceğinizi konuşacağız. 

İyi Bir Jawline Nedir?

Pek çok insan kulağın altından çeneye kadar yontulmuş, keskin bir çizgiyi iyi bir çene çizgisi olarak görür. Bu bazı durumlarda doğru olsa kesin bir cevap değildir. Estetisyenlerin genel olarak ulaşmak istedikleri şey yüzün ana hatlarını çizecek, güçlü bir çenedir. 

Kadınlar için bu görünümün en güzel örneklerinden biri Angelina Jolie’dir. Yakından bakıldığında bunun sebebini anlamak oldukça kolay. Genç yıldızın çene hattına baktığımızda oldukça keskin olduğunu görebiliriz. Çene hattı neredeyse bir sınır gibi, boyun ve baş arasına çok belirgin bir çizgi çeker. Bahsedildiği gibi, ideal görünüm genel yüzünüze ve kafa şeklinize göre değişse de genel amaç bu kutuların hepsini işaretlemektir.

Ameliyatsız Seçenekler 

Diğer birçok ideal görünüm gibi, belirgin bir jawline için de çeşitli şekillerde elde edilebilir. Bunlardan biri, tahmin ettiğiniz gibi, egzersiz yapmak. Çene ve/veya çene egzersizleri diğer egzersiz türlerinin aksine oldukça kolaydır. En iyi kısım? Bunları hemen hemen her zaman ve her yerde yapabilirsiniz. Bu egzersizler çene, yanaklar, dudaklar ve çenenin hareketlerine odaklanma eğilimindedir. Bunları çalışırken, yemek pişirirken, film izlerken ve hatta başka egzersizler yaparken de yapabilirsiniz. Bunu yapamıyorsanız, sakız her zaman yardımcı olabilir!

Sakız çiğnerken, çenenizin sürekli hareketi de bir tür egzersiz görevi görür. Bunun için aromasız sakızlar özellikle tavsiye edilir, çünkü daha uzun süre kullanılabilirler. Yapabileceğiniz başka bir şey de, çene hattınızın hemen altında boynunuzun üst kısmına masaj yapmaktır. Biz konuşurken, yemek yerken, esnerken vs. bu bölge aslında sürekli hareket ederken, masaj teknikleriyle cildi germek de yardımcı olabilir.

Ve son olarak, su! Suyun vücudunuz ve genel sağlığınız için ne kadar önemli olduğunu vurgulayamayız. Günlük hayatımızın yoğun temposuna kapıldığımızda su içmeyi unutabiliriz. Bu nedenle, kendinizi daha fazla su içmeye teşvik etmek istiyorsanız, hatırlatıcılar oluşturabilirsiniz. Unutmayın, su içmek hayalinizdeki görünüme kavuşmak için çok faydalı bir adım olsa da, sağlıklı bir yaşam sürmek için de hayati bir adımdır.

Cerrahi Seçenekler

Gelişen güzellik ve estetik sektörü, birçok kişiye hayallerindeki görünümü vaat ediyor ve güzel bir çene hattı için ameliyat olmak artık çok yaygın bir işlem. Aslında seçebileceğiniz birkaç farklı işlem var. Bu bölümde bunlardan üçünü ele alacağız. 

Boyun Germe

İnsanların belirli bir çene çizgisine sahip olmamalarının nedenlerinden biri, boyunlarındaki gevşek ve/veya sarkmış deridir. Boyun germe operasyonu boyun bölgenizdeki gevşek ve gereksiz deriden kurtulmaya odaklanır. Operasyon tipik olarak 2 ila 3 saat sürer ve iyileşme süresi yaklaşık üç aydır.

Yüz Germe 

Yüz germe ameliyatı, her ikisinin de gevşek deriden kurtulmaya odaklanması açısından boyun germeye benzer. Yüz germede asıl amaç dokuları güçlendirmektir. Bu operasyon da yaklaşık 2-3 saat sürer ve iyileşme süresi yaklaşık iki aydır.

Bişektomi

Pek çok insan, tanımlanmış bir çene hattı elde etmek için estetik ameliyatları düşünürken bişektomiyi gözden kaçırma eğilimindedir, oysa gerçekte bişektomi, iyi bir çene hattından çok daha fazlasını sunar. Bu ameliyatta yanaklarınızdaki fazla yağların alınmasına odaklanılır. Bu size istediğiniz çene çizgisini vermekle kalmayacak, aynı zamanda oldukça genç görünmenizi de sağlayacaktır.

Milano Klinik, burada listelenen tüm ameliyatları sağlar. Uzman estetisyenlerden oluşan ekibimiz, birçok insanın hayallerindeki görünüme kavuşmasına yardımcı olmak için çok çalıştı. Ve bu konuda da size yardımcı olmaktan mutluluk duyacaklardır. Hizmetlerimiz, fiyatlarımız ve daha fazlası hakkında ek bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.

Bu yazımızda sizlere iyi bir jawline için fikirlerden bahsettik. Bir önceki yazımıza https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/altin-oran-nedir/ linkinden ulaşabilirsiniz.

altin-oran-nedir (1)

Altın Oran Nedir?

Altın Oran Nedir?

Altın oran, kabaca 1.618 olan çok özel ve spesifik bir sayıdır. Neden spesifik ve kabaca kelimelerini aynı cümlede kullandığımızı merak ediyor olabilirsiniz. Çünkü altın oran irrasyonel bir sayıdır. Doğanın kendisinde bulabileceğimiz irrasyonel sayıdır. Bu yazımızda altın oranın ne olduğunu, kimlerin altın orana sahip bir yüzü olduğunu ve bu ideal görünüme nasıl kavuşabileceğinizi ele alacağız.

Girişte bahsettiğimiz gibi altın oran sıralı büyüme için gerekli olduğundan matematik, geometri ve hatta tasarım gibi alanlarda önemli bir çalışmadır, bu yüzden 1.618 sayısı (bazı durumlarda 1.62 olarak kullanılır) çok önemlidir. 

Hiç bir ayçiçeğine baktınız ve orta kısımdaki tohumlu spiralin ne kadar hoş göründüğünü fark ettiniz mi? Güzel görünüyor çünkü burada altın oran vardır. Aslında ayçiçeği altın oranın doğadaki klasik örneklerinden biridir.

Altın oranı nasıl bulabileceğimizi küçük bir örnekle gösterelim. Diyelim ki 200 santimetre uzunluğunda bir hattımız var. Şimdi, onu çok özel bir şekilde bölmemiz gerekiyor ki, böldükten sonra, uzun parçanın kısa parçaya bölümü, tüm çizginin uzun parçaya bölünmesine eşit olmalıdır.

Kafa karıştırıcı geliyor, değil mi? Aslında, hiç değil! Bu durumda elimizdeki 200 santimetre uzunluğundaki çizgiyi 123,6'ya 76,4 oranına bölmemiz gerekiyor. Bu şekilde, 123,6'yı 76,4'e böldüğümüzde 1,618'e eşittir. 200'ü 123,6'ya böldüğümüzde, aynı zamanda 1,618'e eşittir.

Güzellik ve Kozmetikte Altın Oran

Güzellik tarih boyunca hep tartışılan bir konu olmuştur. Neyi güzel veya kimi güzel bulduğumuz sık sorulan sorular arasındadır. Medeniyetlerin şafağından günümüz dünyasına, tablolar, heykeller, manzaralar veya kendi güzelliğimiz gibi sahip olduğumuz güzel şeylerle gurur duyuyoruz. 

Peki eşyalardaki güzelliği hesaplamanın bir yolu olduğunu söylediğimizde şaşırır mısınız? Cevabı matematikte bulabiliriz. Evet, doğru okudunuz, cevap sayılarda gizli. İnsanlığın ilk çağlarında, yani Antik Yunan uygarlığında, Öklid gibi matematikçiler bu konuyu incelemek için yıllarını harcamışlardır. Ve o andan itibaren, yüzyıllar ve yüzyıllar boyunca, büyük beyinler hayatlarını bunun için harcadılar.

Bugün buna Altın Oran veya Phi diyoruz. Geometri nedeniyle matematikçiler buna ilgi duysalar da, yavaş yavaş bundan daha fazlası oldu. Artık özellikle kozmetikte onu ideal olarak kabul ediyor ve altın oran yüzün peşinden koşuyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki estetisyenler, altın oran bir yüze sahip olmak isteyen hastalarla dolup taşıyor. Peki altın oran tam olarak nedir? Güzellik ve kozmetikte bu matematiksel terim neden bu kadar önemlidir?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi doğada altın oran, göze hoş gelen şey demektir. Bu yüzden birçok insan için özellikle yüz güzelliği konusunda geçerlidir. Büyüme yönü, bakmayı bu kadar hoş yapan şeydir. İşte burada 1.618 oranını yüzümüzde kullanıyoruz. Bu sayıyı yüz hatlarımızın uzunluğunu ve mesafesini hesaplamak için kullanıyoruz. 

Örneğin, saç çizgimiz arasındaki uzunluk, kaşlarımızın en üstten alt göz kapaklarına kadar olan uzunluğunun 1.618 katı olmalıdır. Bu oranlar karşılanırsa, gerçek kusursuz yüz dediğimiz şey budur.

Yüzünde Altın Orana Sahip Olan Ünlüler

Bildiğimiz gibi tam bir altın oran yüzü olmasa da, ona sahip olmaya yaklaşan bazı ünlüler var. Julian De Silva tarafından yapılan araştırmaya göre Bella Hadid, %94,35'lik bir eşleşme ile altın oran yüzüne çok yakın bir yüze sahip! Ama tabii o listedeki diğer ünlüler gibi onun da bu özelliklerle doğmadığını söyleyebiliriz. 

İdeal yüz özelliklerini nasıl elde edebileceğinizi göstermek için Bella Hadid'in bazı estetik ameliyatlarının üzerinden geçelim.

Bella Hadid'in görünümünde izleyebildiğimiz en erken değişikliklerden biri burnu. Gençliğinin başlarında, burnunda bir köprü tespit edilebilirdi. 2014 civarında, muhtemelen rinoplastinin bir sonucu olarak o köprünün ortadan kalktığını görmüştük.

2016 yılı civarında yüzünün yuvarlaklığını kaybettiğini ve elmacık kemiklerinin çok belirginleştiğini görebiliriz. Bu, bazı durumlarda “parlama” olarak yorumlanabilse de, yüz germe ameliyatı ve yüz yağ enjeksiyonu sonucu da olabilir. Ama asıl mesele, kaşlarının herkes tarafından konuşulması haline gelmesiydi. Kaşlarının kuyrukları yukarı kalktığında, kaş kaldırma o yıl standart “manken görünümü” haline geldi.

Ve son olarak, 2021'de mükemmel V şeklindeki çenesi manşetlere çıktı. Bazıları, Yolanda Hadid'in Hadid kardeşlerin katı diyetiyle ünlü olduğu için olası bir kilo kaybına katkıda bulundu, ancak birçok estetisyen böyle bir teoriye inanmıyor ve bunun boyun germe veya yüz germe ameliyatının bir sonucu olabileceğini düşünüyor. 

İşte Bella Hadid bildiğimiz şekliyle altın oranlı yüze sahip ya da altın oranlı yüze sahip olmaya çok yakın.

Proclus'un dediği gibi: "Nerede sayı var, orada güzellik var.” Güzellikte bile ideal bir güzellik gibi görünmek için çok ince bir çizgi vardır. Milano Klinik olarak ideal güzellikte görünmenin her hastamızın hakkı olduğuna inanıyoruz. Estetisyenlerimiz hastalarımızın hayalini gerçekleştirmek için çok çalışıyorlar. Hizmetlerimiz, fiyatlarımız ve daha fazlası hakkında ek bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bu yazımızda sizlere altın oran ve altın oran yüzden bahsettik. Bir önceki yazımıza https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/plastik-cerrahi-oncesi-ve-sonrasi-yapilmasi-gerekenler/ linkinden ulaşabilirsiniz.

plastik-cerrahi-oncesi-ve-sonrasi-yapilmasi-gerekenler (1)

Plastik Cerrahi Öncesi ve Sonrası Yapılması Gerekenler

Plastik Cerrahi Öncesi ve Sonrası Yapılması Gerekenler

Estetik ameliyat olmaya karar vermek zor olabilir. İster estetik ister tıbbi nedenlerle olsun, sonuçta vücudunuzda bir değişikliğe neden olacaktır. Estetik ameliyatlar estetik ameliyatlar olsa da yine de tıbbi işlemler olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle plastik cerrahiye hazırlık bu şekilde ele alınmalıdır. Bu yazımızda, hızlı ve sağlıklı bir iyileşme için plastik cerrahi öncesi ve sonrası yapılması gerekenler üzerinde duracağız.

Estetik ameliyat olmaya karar verdiniz. Bu muhteşem! Bu karar cesaret ve kararlılık ister. Vücudunuz için tam olarak ne istediğinizi bilmek önemli olsa da, tüm bu süreç boyunca ona nasıl bakacağınızı bilmeniz de çok önemlidir. 

Birçok insan için ameliyatlar, daha sonra komplikasyonlar hakkında biraz endişe uyandırır. Ancak bu iki şeyle kolayca önlenebilir: Doğru estetisyen seçimi ve estetik cerrahiye doğru hazırlanma yolunu bilmek. Ameliyatı yapmak için doğru kişiyi seçtiğinize inanıyorsanız, plastik cerrahi öncesi ve sonrası yapılması gerekenleri başka yerde aramanıza gerek yok!

AMELİYAT ÖNCESİ

İletişim Kurmak

Sorunsuz bir operasyon için olmasa da en önemli şeylerden biri aslında iletilir. Kulağa basit geliyor, değil mi? Estetisyeninizin tüm detayları bilmesi çok önemlidir. Özellikle sahip olduğunuz hastalıkları, kullandığınız ilaçları ve/veya aldığınız tedavileri onlara bildirmelisiniz. Bu sadece hastalarını daha iyi anlamalarına yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda operasyonunuzda kullanacakları en iyi tekniği seçmelerine de olanak sağlayacaktır.

Beslenme

Diyetiniz hem vücudunuzu hazırlamada hem de iyileşmenizde kilit faktörlerden biridir. Bununla birlikte, bazı ameliyatlar için belirli yiyeceklerin gerekli olabileceği unutulmamalıdır. Bunun için nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini bilmiyorsanız, her zaman doğrudan estetisyeninizden veya kliniğinizden sizi bir beslenme uzmanına yönlendirmesini isteyebilirsiniz. Diyetiniz her zaman bol su içermelidir. Sadece plastik cerrahiye hazırlanmak için hayati bir adım olmakla kalmaz, aynı zamanda yaşam kalitenizi de arttırır. 

Sigarayı Azaltmak

Sigarayı bırakmak için birçok neden var. Bu da onlardan biri ve çok önemli. Sigara içmek genellikle sağlığınız için kötü olsa da, ameliyat sırasında akciğerlerinizde komplikasyonlara da neden olabileceğini biliyor muydunuz? Sadece bu değil, aynı zamanda ameliyattan sonra mide bulantısına ve hatta yorgunluğa neden olur. Sonuç olarak, zor bir iyileşmeye neden olacaktır. Bu nedenle, tamamen bırakamayacağınızı düşünseniz veya bırakmak istemeseniz bile, ameliyattan haftalar önce sigarayı kesmeye başlamanız yine de son derece önemlidir.

Estetik Ameliyata Hazırlanırken Çevrenizi Unutmayın!

Birçok estetisyen, ameliyattan sonraki ilk 24 saatin çok önemli olduğunu düşünür. Bu nedenle estetik ameliyatlardan sonra hastaneye yatmak sık görülen bir durumdur. Ancak tam iyileşme aylar olmasa da birkaç hafta kadar sürer. Belki de bu yüzden plastik cerrahiye hazırlanırken çok önemlidir. İyileşme aşamasında ne yapmanız gerektiğini öğrendikten sonra, evinizi önceden bu sürece en uygun olacak şekilde düzenleyin. Dinlenmek için doğru yüzeye sahip olduğunuzdan emin olun ve önceden biraz yiyecek hazırlayın. İlk birkaç gün buna ihtiyacınız olabilir. Sadece ameliyattan sonra dinlenmeniz gerektiği için değil, Beslenme bölümünde de tartıştığımız gibi, belirli operasyonlar için belirli yiyeceklere ihtiyacınız olabilir. Bu nedenle, ameliyat gerçekleşmeden önce bunları hazırlamak isteyebilirsiniz.

Valizlerinizi Hazırlayın

Yukarıda belirtildiği gibi, klinikte bir gece kalma olasılığınız yüksektir. Birçok operasyon bir ila iki gecelik bir hastanede yatış süresi gerektirir. Cüzdanınız, cep telefonunuz, pijamalarınız, iç çamaşırlarınız ve ihtiyacınız olan ilaçlar gibi temel kişisel eşyalarınızı getirmeyi unutmayın. Ayrıca taburcu olduğunuzda kolayca giyip çıkarabileceğiniz kıyafetleri de yanınıza aldığınızdan emin olun.

AMELİYAT SONRASI

İletişim, Bir Kez Daha!

Yukarıda belirtildiği gibi, iletişim plastik cerrahiye hazırlanmada kilit bir faktördür. Ameliyat gerçekleştikten sonra, estetisyeninize nasıl hissettiğinizi bildirdiğinizden emin olun. Onları hiçbir şey hakkında karanlıkta bırakmayın. Bunun küçük bir şey olduğunu düşünseniz bile, yaşadıklarınızı onlara bildirdiğinizden emin olun. Bıçağın altına girdiniz, sonuçta vücudunuzun değişikliklere tepki vermesi normal, ancak bu tepkileri profesyonellere bildirmeyi unutmayın!

Egzersiz Yapmak

Evet, ameliyattan sonra iyice dinlenmeniz gerekiyor ama bu hiç hareket etmemeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Evinizin içinde bir gezinti, birkaç adım bile olsa, ilaçlarınızın yan etkilerini en aza indirmek için hareket etmeniz gerekir. Yavaşça ve zamanla, vücudunuzun hareketini evin etrafındaki dairelerden belirli egzersiz hareketlerine kadar genişletebilirsiniz. Ama dikkatli olun! Vücudunuz buna hazır değilken yanlış hareket yapmak bazı komplikasyonlara neden olabilir. İletişimin önemine dönersek, fiziksel olarak neler yapabileceğinizi daima estetisyeninize sorun.

Kontrollerinizi Kaçırmayın

Ameliyatınızdan sonra kliniğiniz bir takip randevusu alacaktır. Bu kontroller, estetisyeninizin iyileşme sürecinizi takip etmesine ve bu süreçte size rehberlik etmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca ameliyattan kaynaklı dikişleriniz varsa bu randevularda alınacaktır. Onları kaçırmadığınızdan emin olun!

Estetik cerrahi öncesi ve sonrası tüm doğru adımların izlenmesi en iyi sonuçların önünü açacaktır. Estetik cerrahi zor bir süreç olsa da Milano Klinik'te estetisyenlerimiz hayalinizdeki görünüme kavuşmanıza yardımcı olacaktır. Hizmetlerimiz, fiyatlarımız ve daha fazlası hakkında ek bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.

Bu yazımızda sizlere plastik cerrahi öncesi ve sonrası yapılması gerekenler bahsettik. Bir önceki yazımıza https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/doku-icin-plastik-cerrahi-sonrasi-en-iyi-5-iyilestirici-gida/ linkinden ulaşabilirsiniz.

Teşvikiye mah. Hakkı Yeten caddesi No:11 Center:1 Kat:12 No:64 Terrace Fulya Residence

Copyright 2018 -2023 Milano Klinik ©  All Rights Reserved

footer1 (1)