meme-asimetrisine-ne-sebep-olur

Meme Asimetrisi Sebepleri Nelerdir?

Meme Asimetrisine Ne Sebep Olur?

Meme asimetrisi çok yaygın görülen bir durumdur. Aslında hemen hemen tüm kadınların bir dereceye kadar meme asimetrisine sahip olduğu düşünülmektedir. Ancak bu her zaman açık bir şekilde göze çarpmaz. Boyut ve şekil farkı çok belirgin hale geldiğinde, düzensiz memeler büyük bir sorun haline gelir. Bu gibi durumlar, beden imajınıza olan güveninizi kaybetmenize ve görünüşünüz konusunda özgüven kaybı yaşamanıza neden olabilir. Bu gibi durumlarda profesyonel yardım almak en doğru seçenektir.

Meme Asimetrisi Nedir?

Meme asimetrisi boyut, form, hacim, oran ve şekil açısından birbirinden farklı olan memelerin, birbirlerine olan oranları olarak nitelendirilebilir. Asimetri ölçülürken yalnızca büyüklük veya küçüklükleri baz alınmaz. Aynı zamanda meme uçlarının birbirine olan simetrisi, meme ucu çevresinin genişlik ölçüleri, yaygınlık ve başlama- bitiş simetrileri gibi unsurlar da değerlendirilir.

Meme Asimetrisinin Nedenleri

Hayatınız boyunca memeleriniz birçok değişiklik geçirecektir. Ergenlikten başlayarak, memeler yetişkin boyutlarına ulaşmak için birkaç yıl içinde büyür. Bu dönemde pek çok genç kızda asimetrik büyüme görülebilir. Daha sonraki yaşamda hormonal değişiklikler, tıbbi durumlar ve diğer faktörler asimetri sorununa neden olabilir. Meme asimetrisi sorununa yol açan bazı yaygın nedenler ise şunlardır:

1. Gelişimsel ve Genetik Nedenler

Meme asimetrisi çoğu zaman ilk olarak ergenlik döneminde ya da sonrasında ortaya çıkar. Bu dönemde memeler büyümeye ve yetişkin formuna doğru gelişmeye başlar. Bazı genç kızlarda belirsiz nedenlerden dolayı memeler düzensiz boyutlara ve şekillere dönüşebilir. Bu süreç, göğüslerden sorumlu hücrelerin düzgün bir şekilde bir araya gelmemiş olmasından kaynaklanabileceği gibi fetal gelişim sırasındaki hatalarla ilgili de olabilir. Ayrıca bazı doktorlar, göğüs gelişim sorunlarının genetik bir kökü ya da bunlara neden olan bilinmeyen bir sendromu olabileceğini savunuyorlar.

2. Göğüs Tümörleri

Göğüs tümörleri, iyi huylu ya da kötü huylu (göğüs kanseri) olabilir. Doğal olarak göğüste büyüyen bir tümör olması, göğüsün boyutunu ve şeklini değiştirecek, diğerinden farklı görünmesini sağlayacaktır. Göğsünüzde büyüyen bir yumru hissediyorsanız ya da yetişkinliğinizde meme asimetrisi fark etmeye başladıysanız, göğüs kanseri ihtimalini ekarte etmek için doktoru ziyaret etmeyi geciktirmemelisiniz. Çünkü yapılan bazı çalışmalar, meme asimetrisinin nadiren de olsa göğüs kanseri ile ilişkili olabileceğini ortaya koymuştur

3. Hormonal Nedenler

Göğüs dokusu hormonal değişikliklere karşı oldukça hassastır. Ergenlik, hamilelik, yumurtlama ve menopoz sırasındaki hormonal dalgalanmaların tümü, göğsünüzün boyutunu ve şeklini etkileyebilir. Bazı kadınların göğüsleri östrojen veya progesteronun etkilerine daha duyarlı olabilir. Bu durum özellikle ergenlik döneminde meme asimetrisine yol açabilir.

4. Göğüs İmplantı Komplikasyonları

Meme büyütme estetiği hem çözüm ve hem de bir meme asimetrisi nedenidir. Göğüslerini büyütmek ve güzelliğiyle baş döndürmek isteyen kadınlar arasında göğüs implantları son derece popülerdir. Fakat bu implantlar ömür boyu kullanılmaz ve yanlış uygulandığında bazı komplikasyonlara neden olabilir. Göğüs implantının yer değiştirmesi, kapsüler kontraktür ve geç seromalar, büyütme işleminden sonra göğüslerin düzgün görünmemesinin bir nedeni olabilir. Tam bir değerlendirme ve böyle bir durumda olası revizyon ameliyatı için uzman bir plastik cerrahtan destek almanız oldukça önemlidir.

5. Göğüs Travması

Göğüs travması, göğsünüzün dokusunda bazı değişikliklere yol açabilir. Yıllar geçtikçe, göğüslerinizde kalsiyum birikintileri ya da yara dokusu büyüyebilir. Bu da göğüslerinizin düzensiz görünmesine neden olur.

6. Yaşlanma

Yaşlandıkça göğüsleriniz elastikiyetini kaybederek, sarkık ve sönük ve bir hale gelir. Bazı kadınlarda ise bir göğüs daha hızlı yaşlanabilir ve diğerine göre daha sarkık veya sönük olabilir. Bu sorun genellikle simetrisini yeniden sağlamak için göğüs implantları ile ya da implantlar olmadan iki taraflı göğüs dikleştirme operasyonu ile düzeltilir.

Meme Asimetrisi Kanser Belirtisi Midir?

Meme asimetrisi, genellikle endişeye neden olmaz. Bununla birlikte, herhangi bir göğüs anormalliğinin erken tespit edilmesini sağlamak için düzenli mamografi çektirmek oldukça önemlidir. 2015 yılında yapılan bazı araştırmalar, göğüsleri yüzde 20'den fazla değişen kadınların göğüs kanserine yakalanma riskinin daha yüksek olabileceğini gözler önüne sermiştir.

Göğüste ortaya çıkan herhangi bir olağandışı değişiklik, uzman doktorlar tarafından mutlaka  kontrol edilmelidir. Dikkat edilmesi gereken değişiklikler ise şunlardır:

  • Göğüs içinde ya da çevresinde oluşan bir yumru
  • Kolun altında ortaya çıkan bir yumru
  • Göğsün yanında ya da kolun altında kalın veya sert hissedilen doku
  • Göğsün boyutunda ya da şeklinde bir değişiklik
  • Göğüs ucundaki değişiklikler (örneğin içe doğru işaret etmeye başlar)
  • Göğüs ucunda sıvı ya da akıntı
  • Göğüs çevresinde kırmızı, kaşıntılı ya da pullu cilt
  • Çukurlu ya da büzülmüş cilt dokusu

Meme Asimetrisi Tedavi Yöntemleri

Meme asimetrisi tedavisi göğüslerin nasıl farklılaştığına, büyüklüğüne, şekline ve hastanın hedeflerine göre değişiklik gösterir. Asimetri sorununu düzeltmenin tek yolu ise düzeltici plastik cerrahidir.

Milano Klinik, düzensiz göğüsleri düzeltmek için çok çeşitli cerrahi seçenekler sunar ve ameliyat seçimi genellikle özel durumunuza bağlıdır. Düzeltici cerrahi, bir ya da iki göğsü içerebilir ve birçok kez istenen hedeflere ulaşmak için prosedürlerin bir kombinasyonunu içerir.

Eşit olmayan göğüsleri düzeltmek için olası prosedürler ve çözüm yolları ise şunlardır:

1. İmplantlarla Göğüs Büyütme

Bu yöntem genellikle yalnızca “göğüs büyütme işlemi” olarak bilinir. Ancak bu yöntem; meme asimetrisi, göğüs deformitelerini düzeltme ve göğüslerinizin boyutunu artırmak için de kullanılan çok popüler bir işlemdir. Çarpık göğüsleriniz varsa ve daha büyük göğüslerinizin nasıl göründüğünü merak ediyorsanız, Milona Klinik’e gelerek küçük boyutlu göğsünüz için implantlardan yararlanabilirsiniz.  Ancak her iki göğsünüzün de büyütülmesi gerekiyorsa, herhangi bir asimetriyi düzeltmek ve göğüslerinizi dikleştirmek için iki farklı boyutta implant kullanımından faydalanabilirsiniz.

2. Yağ Grefti ile Göğüs Büyütme

Yağ grefti ya da otolog yağ transferi, göğüsleri büyütmek, boyut ve şekil farkını düzeltmek için daha az invaziv ve daha doğal bir yöntemdir. Düzensiz göğüsleri implant olmadan düzeltmenin etkili bir yolu olan yağ grefti ile göğüs büyütme işlemi sayesinde göğüslerinizin boyutu hassas bir şekilde ayarlanır ve şekillendirilir. Bu işlem sırasında uzman doktor, vücudunuzun diğer bölgelerindeki yağları liposuction ile alır. Daha sonra yağı arındırırak, büyüklüğünü ve şeklini yüksek hassasiyetle ayarlamak için göğüslerinize dikkatlice enjekte eder.

3. Göğüs Küçültme

Meme asimetrisi sorunundan kurtulmak için daha küçük boyutlu göğsünüzü referans alabilirsiniz. Bu durumda uzman doktorunuz daha büyük göğsünüzü, küçük olan ile eşit bir boyuta indirecektir. Ameliyat bir tarafta fazla dokuyu çıkarmayı içerir ve mümkün olan en iyi kozmetik sonuçları elde etmek için diğer tarafta göğüs implantları ya da büyütme ile kombine edilebilir.

4. Göğüs Dikleştirme (Mastopeksi)

Birbirinden farklı görünen sarkık ve sönük göğüsleriniz varsa, sizin için göğüs dikleştirme operasyonu şarttır. Bir Mastopeksi sırasında, Milano Klinik uzman doktorları göğüslerinizi normal pozisyonlarına geri kaldıracak ve göğüs uçlarınızı yeniden yukarıya hizalayacaktır. Bu, özel durumunuza ve isteklerinize bağlı olarak yağ grefti, göğüs implantları ya da göğüs küçültme işlemi ile birleştirilebilir. Her durumda dikleştirme uygulaması, meme asimetrisini tedavi edebilir ve size daha sıkı ve daha genç görünen göğüsler verebilir.

Meme asimetrisi sorunundan kurtulmak için profesyonel cerrahi seçenekleri sunan Milano Klinik’in alanında uzman göğüs cerrahlarından yardım alabilir, uzmanlık ve deneyimlerinden faydalanabilirsiniz.

Önceki yazımızı https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/kepce-kulaklara-cozum/ linkinden okuyabilirsiniz.

kepce-kulaklara-cozum

Kepçe Kulaklara Çözüm

Kepçe Kulaklara Çözüm

Kepçe Kulaklara Ne Neden Olur?

Vücudumuzdaki en değerli organlardan biri olan kulaklarımızın şekil bozukluklarından biri kepçe kulaktır. Kepçe kulaklar doğaldan farklı görünür. Bu sorun kulak kepçesindeki kıkırdakların doğuştan veya sonradan gevşemesi sonucu oluşur. Kulaklarda en sık görülen şekil bozukluğu olan kepçe kulak için doktorlar çok sık ameliyat yapar. Yüzdeki şekil bozukluğu ameliyatları arasında burun estetiği ve kepçe kulak estetiği ameliyatları ilk sırayı paylaşmaktadır. Türkiye'de Milano Klinik'te bu iki ameliyatı olabilirsiniz. Yüzünüzde veya vücudunuzda rahatsız olduğunuz ve özgüveninizi etkileyen birçok bölge için ameliyatlı veya ameliyatsız çeşitli operasyonlar mevcuttur. Kepçe kulaklar, erken yenidoğan dönemi dışında genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Ancak kepçe kulak rahatsızlığının derecesi kişiden kişiye değişiklik gösterdiğinden bu durum hakkında en doğru kararı doktorunuz vermelidir.

Kepçe Kulak Ameliyatsız Düzeltilebilir mi?

Çıkıntılı kulakların ameliyatsız olarak düzelme şansı yeni doğan bebeklerin ilk altı haftasında mümkündür. Bu dönemde bebeğe takılan bandana ile kulak düzgün bir şekilde şekillendirilebilir. Büyüme sürecini tamamlamış bireylerde bu yöntem sonuç vermez. Bebeklerde bile başarı şansı altı haftadan sonra giderek azalır. Yetişkinlikte kulak kepçesi ne yazık ki ameliyatsız düzeltilemez. Ameliyat kesin sonuçtur ancak zor ve çok maliyetli bir operasyon değildir. Kulak estetiği ameliyatı, kulaklarınızın görünümünün istediğiniz yönde değiştirilmesini sağlayan basit bir ameliyattır. Biliyorsunuz ki kulaklar yüzümüze çok yakın ve dışarıdan rahatlıkla görülüyor. Bu operasyondan sonra kulaklarınızdan rahatsız olduğunuzda artık kulaklarınızı saçınızla örtmenize gerek kalmayacaktır. Kepçe kulakları düzeltmek için Türkiye'de Milano Klinik'te kulak estetiği yaptırabilirsiniz, ameliyatlar alanında uzman ve detaylı sağlık önlemleri alan doktorlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu ameliyattan sonra kendinize olan güveniniz artacaktır.

Kepçe Kulaklar Özgüveni Etkiler mi?

Estetik algıları her geçen yıl değişir ve buna uyum sağlamak zor olabilir. Ancak yıllardır değişmeyen ve bizi uzun süredir rahatsız eden şekil bozukluklarımız olabilir. Bu durum çocuklukta tedavi edilmediğinde yetişkinlikte psikoloji üzerindeki etkileri daha net görülebilmektedir. Çocukluk çağında kulakları çıkık olan bir kişi, sosyal çevresinde dışlanmış veya alay konusu olmuş olabilir. Bu ve benzeri durumlar özgüven eksikliği ve sosyal fobi gibi sorunlara neden olur. Kepçe kulaklar için Kulak Estetiği gibi zahmetsiz bir ameliyat olmak belki de bu sorunu çözmenin en kesin çözümüdür.

Kepçe Kulak Sağlığı Etkiler mi?

Çıkıntılı kulaklar genellikle sağlık açısından risk oluşturmaz. İnsanlar tüm hayatlarını bu şekilde geçirebilirler. Ancak kepçe kulak görünümü yukarıda belirttiğimiz sebeplerden dolayı kişinin psikolojisini etkiliyorsa bu bir sağlık sorunudur. Gelecekte daha zor hale gelmeden önce bu sorunu çözmek daha iyidir. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, kulak kepçesi ameliyatı her yaşta ameliyat edilebilir. Genellikle 5-6 yaşından sonra çocuklar için uygun kabul edilir. Ancak zorunlu bir durumda sağlık için tarih öne alınabilir.

Kepçe Kulak Ameliyatı Riskli midir?

Kepçe kulak ameliyatı düşük riskli ameliyatlar arasındadır. Ancak her ameliyat ve operasyonda olduğu gibi kepçe kulak ameliyatı da küçük riskler taşır. Kısa vadede hematom ve enfeksiyon sorunları ortaya çıkabilir. Ancak antibiyotikler ve doktorların uygun gördüğü tedavi yöntemi ile bu sorunlar kolaylıkla çözülebilir. Uzun vadede operasyon tekrarlanabilir. Buna doktorunuz karar vermelidir. İyileşme sürecinde ve sonrasında doktorla iletişim çok önemlidir. Bu nedenle doktorlarımıza güvenmeli ve doğru seçimler yapmalıyız.

Kepçe Kulak Ameliyatı Sonrası Ağrı Olur mu?

Kepçe kulak ameliyatı çok ağrılı değildir sadece ilk ameliyattan sonra bir hafif ağrı olabilir. Ağrı kesiciler kullanılarak bu süreç kolaylıkla atlatılabilir. Ağrı genellikle kişi yatarken ortaya çıkar. İlk günlerde ağrı hissetmeniz normaldir ancak gün geçtikçe ağrı azalır.

Kepçe kulak ameliyatı olan kişinin ameliyat sonrasında dikkat etmesi gereken bazı unsurlar vardır. Kulakların şekli korunmalıdır. Yeni şekillendirilmiş kulaklar bandana ile sarılır. Özellikle yatarken bandanayı kullanmak çok önemlidir. İlk iki hafta bu bandaj düzenli olarak kullanılmalı ve değiştirilmelidir. Ameliyattan iki ay sonra iyileşme tamamlanır. Ancak doktorun tavsiyesi altı ay boyunca herhangi bir etkiden kaçınmaktır. Bu süreçte kulaklara dokunurken dahi dikkatli ve hassas olmak gerekir. Çünkü kulakların eski haline dönme olasılığı düşüktür. Kepçe kulak ameliyatında istenmeyen sonuçlarla karşılaşmamak için ameliyattan önce hastane ve doktorun iyi seçilmesi ve ameliyat sonrasında gerekli bakımın yapılması çok önemlidir. Bu seçimler kişinin süreci daha iyi atlatmasına yardımcı olacaktır.

Ameliyattan 2-6 ay sonra, sizi yıllarca rahatsız eden bu problemden tamamen kurtulabilirsiniz. Bu sayede kişi kepçe kulak görünümünden kurtularak hayalindeki kulaklara kavuşur. Sevmediğimiz bir görünümden kurtulmak hayal değil, günümüzde gelişen teknoloji ile estetik operasyonlar erişilebilir hale geldi. Şimdi tek yapmanız gereken doğru doktoru, hastaneyi seçmek ve süreci rahat geçirmek.

Bir önceki yazımızı https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/kraniosinostoz-ameliyati-nedir/ linkinden okuyabilirsiniz.

kraniosinostoz-ameliyati (1)

Kraniosinostoz Ameliyatı Nedir?

Kraniosinostoz Ameliyatı Nedir?

Kraniosinostoz, kafatasında bulunan kemiklerin çok erken birleşmesinden kaynaklanan, doğumda görülen kafa şekil bozukluklarındandır. Şekil bozukluğuna ek olarak bebeğin hem zihinsel gelişimini engeller hem de fonksiyon kayıplarına sebep olur. Bu kafa şekil bozukluğu kraniosinostoz ameliyatı ile erken dönemde tedavi edilebilir.

Anne karnında müdahale edilebilen bir durum değildir. Ancak doğum sonrasında cerrahi operasyonlarla gerçekleştirilebilir. Böylece, iyileşme sağlanabilir. Bebek erken tedavi ile kafa şekil bozukluğunun etkilerini minimal oranda yaşayarak iyileşme sürecine geçebilir.

Kraniosinostoz Nedir?

Bebeklerde kafatası beş kemikten oluşur. Bu kemiklerin bir veya birden fazlasının birleşim noktaları normalden erken kapandığında kraniosinostoz meydana gelir. Sütür adı verilen ve birbirinden ayrı olan eklemler vasıtasıyla bağlanan kafatası kemikleri kraniosinostoz sebebiyle kapanır. Bu kapanma bebeğin beyin gelişiminin önüne geçer. Ayrıca, kraniosinostoz bazı hallerde kafa içerisindeki basıncın artmasına da sebep olabilir.

Genellikle kraniosinostoza sebep olan faktörler belli değildir. Yine de bazı risk faktörleri bulunur. Bu rahatsızlığı yaşayan bazı hastalarda sebep genetik anomalilerdir. Bazılarında ise çevresel faktörlerin etkisi saptanır. Hamilelik esnasında kullanılan ilaçlar, annenin beslenme alışkanlıkları, maternal tiroid rahatsızlığı ya da bütün bu faktörlerin bir arada bulunması kraniosinostoza sebep olabilir. Ek olarak, D vitamini eksikliği ve bıngıldağın erken kapanması da kraniosinostoza sebebiyet verebilir.

Bıngıldağın Kapanma Zamanı

Sağlıklı bir bebekte bıngıldak 12 ile 18. aylar arasında kapanır. Bu süre bazı bebeklerde 24. aya kadar uzayabilir. Nadiren de olsa bazı bebeklerde ön bıngıldak ve arka bıngıldak birlikte görülür. Bu bıngıldağın en geç üçüncü ayın sonunda kapanması gereklidir.

Peki, bıngıldağın kapanma zamanı neden önemlidir? Bıngıldağın erken kapanması bebekte çeşitli sağlık problemleri meydana getirebilir. Bebeklerde erken kapanan bıngıldak beyin gelişimini engeller. Ayrıca, fonksiyon kayıplarına sebep olan kraniosinostoz oluşturur.

Kraniosinostozla birlikte kafa içi basıncı artar, temel duyularda özellikle görme ve işitmede problemler oluşmasına neden olur. Zihinsel sorunlar oluşturan bu problem, kraniosinostoz ameliyatı yapılarak aşılabilir. Tedavinin gerçekleşmesi kadar güvenli ve özenli bir ortamda gerçekleşmesi de önemlidir.

Kraniosinostoz Belirtileri Nelerdir?

Kraniosinostoz belirtili genellikle doğumdan sonra ortaya çıkar. Sütürün tam kapanmaması halinde çok geç fark edilebilir. Ek olarak çoğu vaka doğum sonrasında belli olur. Birkaç ay içerisinde gözle görülür hale gelir. Sütürlerin kapandığı bölümler ve kaç sütürün kapandığı gibi noktalar bebekten bebeğe değişiklik gösterebilir. Bir sütürün kapandığı hallerde diğer yanda beyin gelişimi devam edebilir. Ancak bu durumda kafatası anomalileri meydana gelebilir. Kraniosinostozun türlerine göre yalnızca kafatası değil, göz, kulak ve burunda da şekil bozukluğu görülebilir. Kraniosinostoz ameliyatıyla gözlemlenen şekil bozuklukları normal formuna getirilebilir. Peki, kraniosinostozun türleri nelerdir?

Kraniosinostoz Türleri

Kraniosinostoz, sütürlerin kapandığı noktalara bağlı olarak çeşitlenir. Kraniosinostozun saginal sinostoz, metopik sinostoz, koronal sinostoz ve lambdoid sinostoz olmak üzere dört türü bulunur. Türler arasında görülme sıklığı en fazla olan saginal sinostoz, skafosefaliye sebep olur.

Skafosefali, kafanın önden arkaya doğru uzayan bir görünüm sergilemesidir. Alın çıkıktır ve yan kafa kemikleri de çıkıntılarla uyum sağlar şekildedir. Ön ve arka kafatası kemikleri keskin bir görüntü oluşturur. Kafatasının orta kısmında bir çukur mevcuttur.

Triganosefali ve üçgen kafa olarak da isimlendirilen metopik sinostoz, kafa yüksekliğinin normalden fazla olma durumudur. Bu rahatsızlığı yaşayan bebeklerin gözlerinin arasındaki mesafe azdır. Kafa ve alın sivri bir görünüş sergiler. Koronal sütürün erken kapanması koronal sinostoz oluşturur. Bu tür tek ya da çift taraflı olabilir.

Tek taraflı koronal sinostoz, kafanın etkilenen kısmına doğru göz ve kaş yapısının kaymasına sebep olur. Etkilenen yanda duran göz ve kaş belirgin bir şekilde daha yüksekte bulunur. Bu duruma ek olarak burun ve kulakta da kaymalar görülebilir.

Brakisefali olarak da isimlendirilen çift taraflı koronal sinostozda kafa kenarlardan geniştir ve alın çıkıntılıdır. Kafanın yüksekliği artar ve gözler birbirinden uzaklaşır. En nadir görülen kraniosinostoz çeşidi, lambdoid sinostozdur. Bu türde kafatası asimetrisi bulunur. Ön ve arkadan gözle görülebilir bir fark yaratan bu türde kafatası sağa ya da sola eğik haldedir. Kafatasının etkilenen kısmında düzleşme görülür. Kraniosinostoz ameliyatıyla birlikte bebekte gelişen kraniosinostoz türüne uygun yaklaşım sergilenir. Bebek sağlığına ve doğal estetik görünümüne kavuşur.

Kraniosinostoz Tedavisi

Kraniosinostoz, 3D beyin tomografisi, kafa grafisi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak teşhis edilir. Doğumdan sonra tedavi edilen kraniosinostozun tedavisi altında yatan sebepler incelendikten ve türü belirlendikten sonra gerçekleştirilir. Kemiklerin kaynamadığı ya da hafif semptomlar yaşayan vakalarda sütürler kapanmışsa çoğunlukla kask yöntemi kullanılır.

Yaşın ilerlemesi ile birlikte kafatası üzerindeki deri saçlanır. Saç oluşumu arttıkça şekil bozukluğu belirgin bir şekilde görünmeye başlar. Çeşitli sağlık problemleri ile fark edilir boyutta şekil bozukluklarına yol açan ve kemiklerin tamamen kaynadığı vakalarda sütürlerin açılması için cerrahi müdahale gereklidir. Kraniosinostoz ameliyatına karar verme aşamasında bebeğin yaşı, baş çevresi ölçüsü, gözlerinde sorun olup olmadığı, kozmetik problemlerin derecesi ve bebeğin genel sağlık durumu incelenir. Tüm bu faktörler değerlendirildikten sonra bebeğe uygun kraniosinostoz ameliyatı gerçekleştirilir.

Kraniosinostoz Ameliyatı

Çoğunlukla bebeğin ilk yaşını doldurmadan gerçekleştirilen kraniosinostoz ameliyatı açık ya da kapalı yapılabilir. Kraniosinostoz ameliyatıyla yalnızca şekil bozuklukları düzeltilmez aynı zamanda bazı vakalarda ciddi problemlere yol açabilen kafa içi basıncı da düşürülür. Bu sayede beyin gelişiminin seyri normale döner.

Cerrahi müdahale ile bebeğin zihinsel problemler yaşaması önlenir. Kraniosinostoz ameliyatı ile sütürler ve kafatası kemiklerinin arası açılır. İşlem sonrasında bebekler bir gün müşahede altında kalmalıdır. Süreci takip edilen bebeklerde herhangi bir problemle karşılaşılmaması halinde taburcu olma işlemleri yapılabilir.

Bazı hastalarda ameliyat sonrasında önceden şekillendirilmiş kasklar kullanılır. Kask, kafatasının öne ve arkaya değil, yanlara doğru gelişim sağlamasına imkan tanır. Her cerrahi operasyonda bulunduğu gibi kraniostoz ameliyatında da bazı riskler bulunur. Bilhassa gelişim sürecinin başında olan bebeklerde gerçekleştirilen operasyonlarda risk daha fazladır.

Ameliyatın en önemli riskleri uzun anestezi süresi ve kan kaybına bağlı olarak gelişebilecek problemlerdir. Ameliyat sonrasında yara bölgesinde dikişlerde açılma ya da enfeksiyon, bazı vakalarda meydana gelen sorunlar arasındadır. Ameliyatın kafatası üstünde yapılması, beyin fonksiyonlarının zarar görmesini önler. Bütün risklere karşın uzman doktorların gerçekleştirdiği operasyonlar sayesinde hayati etki yaratan komplikasyonların görülme oranı oldukça düşüktür.

Peki, ameliyat ne zaman yapılmalıdır? Bebek yeni doğduğunda yapılan ameliyatlar ilerleyen süreçlerde yeniden cerrahi operasyon desteğine ihtiyaç duyulmasına sebep olabilir. İlerleyen yaşlarda cerrahi operasyonlardan sağlanacak kazanımlar azabilir. Bu sebeplerden dolayı ameliyat 4- 12 ay arasında yapılmalıdır. Erken teşhisle birlikte  kafa şekil bozuklukları tedavi imkanı bulur. Şekil bozukluklarından kaynaklanan olumsuz  etkilerini ameliyatla birlikte minimalize edebilirsiniz.

Sağlığınızı ve güvenliğinizi önemseyen Milano Klinik kalitesiyle doğru ve iyi vücut estetiği ve diğer estetik operasyonları yaptırabilirsiniz.

Önceki yazımıza https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/plastik-cerrahi-icin-en-iyi-mevsim-hangisi/ linkinden ulaşabilirsiniz.

plastik-cerrahi-icin-en-iyi-sezon-hangisi

Plastik Cerrahi İçin En İyi Mevsim Hangisi?

Plastik Cerrahi İçin En İyi Mevsim Hangisi?

Yıllar geçtikçe plastik cerrahiye talep artıyor ve  giderek artacak, çünkü plastik cerrahi artık milyonlarca insan için her zamankinden daha erişilebilir ve daha uygun fiyatlı. Ama yine de önceden biraz planlama yapmak gerekiyor. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak önemli: Estetik ameliyatı nerede yaptıracaksınız, ameliyatı kim yapacak, ameliyatın maliyeti ne kadar olacak? Bunlar, estetik ameliyat olmayı düşünenlerin kendilerine sorabilecekleri en önemli sorulardan bazıları. Ama ne zaman olacağınızı hiç düşündünüz mü? “Bir an önce” diye düşünebilirsiniz. Ama kış, plastik cerrahi için en iyi mevsimdir. Bu yazımızda size estetik cerrahi için kışın neden en iyi mevsim olduğunu anlatacağız ve kış aylarında estetik yaptırmanın avantajlarını sıralayacağız.

Kış Plastik Cerrahi İçin Neden En İyi Mevsimdir?

Plastik cerrahiyi neredeyse yılın herhangi bir zamanında yaptırabilirsiniz ama Ekim ve Mart ayları arasında yaptırmanız tavsiye edilir. Bu belirli zaman aralığı neden tavsiye ediliyor diye sorabilirsiniz. Bu dönemi plastik cerrahi için en iyi mevsim yapan şey, güneşli havanın düşük olma ihtimalidir.

Özellikle yüz ve baş bölgelerinde yapılan Rinoplasti, Saç Ekimi, Yüz Yağ Transferi vb. ameliyatlardan sonra güneş ışığına maruz kalmak iyileşme sürecini yavaşlatabilir ve hatta cilde kalıcı olarak zarar verebilir. Normalde yan etki olarak görülen ameliyat sonrası şişlik gibi sorunlar iltihaplanma gibi çok daha büyük sorunlara dönüşebilir.

Ayrıca, güneşe maruz kalma cildinizin pigmentini değiştirdiği için, çok fazla güneşe bağlı olarak iz ve leke oluşması da beklenmelidir. Bununla da kalmayıp skar dokunuz buna bağlı olarak hasar görmüşse, ameliyattan yıllar sonra bile ameliyat izlerinin görülebileceği anlamına gelebilir.

Bu nedenle kış, güneş ışığına maruz kalma olasılığını en aza indirdiği için plastik cerrahi için en iyi mevsimdir. Yine de iyi bir önlem olarak, doğrudan güneş ışığına maruz kalma olasılığını ortadan kaldırmak için çalışma alanını iyice kapattığınızdan emin olun. Bu da bizi bir sonraki noktamıza getiriyor.

Kışın plastik cerrahi için en iyi mevsim olmasının bir başka nedeni de tatil mevsimlerinin ek avantajıdır. Yaz mevsiminde, aşırı ısınmayı önlemek için daha açık giysiler giyebilir ve tatilinizin tadını çıkarmak için bikiniden mayo giymeyi tercih edebilirsiniz. Ancak kışın, cildinizin soğuk havaya maruz kalmalarını önlemek için mümkün olduğunca çok cilt bölgesini kaplayan giysiler giymeniz gerekecektir.

Bu, estetik ameliyatınızın ardından şişmeden morarmaya herhangi bir etkiyi gizlemenizin çok daha kolay olacağı anlamına gelir. Ayrıca kış aylarında, tatillerin ve özel günlerin sayısı ile yıllık izin talep etmeden işinizden bolca boş zamanınız olacak. Bu, ameliyatınızı yapmak ve sonrasında iyileşmek için size çok zaman bırakır. Ayrıca, sizin için “yeni yıl, yeni ben” olacak. Bu da kışın plastik cerrahi için en iyi mevsim olduğunu söylemek için başka bir neden.

Son olarak bahsetmeye değer bir şey var ki, estetik ameliyatınızı kış aylarında yaptıracaksanız en geç Mayıs ayına kadar yaz tatiline hazır olursunuz! Bu yüzden Karın Germe, Meme Dikleştirme, Yüz Germe, Brezilya Popo Kaldırma gibi ameliyatlar yaptırarak yaz vücuduna kavuşmak istiyorsanız kış ayları için randevularınızı almalısınız.

Kışın Hangi Ameliyatları Olmalısınız?

Plastik cerrahi için en iyi mevsimde yani kış döneminde tercih etmeniz gereken bazı ameliyatlardan bahsedelim. Bahsettiğimiz gibi, güneşe maruz kalma, bir ameliyattan sonra iyileşirken aklınızda bulundurmanız gereken büyük bir faktördür. Ameliyatınız lazer kullanımını içeriyorsa, mutlaka kış aylarında randevunuzu almalısınız. Lazerle yapılan cerrahi veya ameliyatsız her operasyonda olduğu gibi lazer ameliyatlarından sonra ciltte güneşe maruz kalmak leke ve iltihaplanmalara neden olabilir. Ayrıca yukarıda belirttiğimiz gibi meme dikleştirme estetiği, meme büyütme estetiği, meme küçültme estetiği ve meme yağ enjeksiyonu gibi meme ameliyatları kış aylarında da yapılabilmektedir. Bu ameliyatlar, lazerle yapılan ameliyatlar kadar güneş ışığından etkilenmeyecektir, ancak iyileşme süresi tamamlandığında ve bikiniye hazır olduğunuzda göğüsleriniz çok daha doğal bir görünüme kavuşacaktır. Son olarak, yüzünüzün görünümünü değiştirmek istiyorsanız, plastik cerrahi için en iyi mevsim yine kıştır. Bu özellikle kış aylarında avantajlıdır çünkü yılın herhangi bir zamanında diğer ameliyatların izlerini ve etkilerini gizleyebilirken, soğuk havalarda yüz bölgenizi kapatmak çok daha kolay olacaktır. Yani burun ucu kaldırma, göz kapağı estetiği, saç ekimi, kaş kaldırma gibi ameliyatların izlerini atkı veya şapka kullanarak kolayca gizleyebilirsiniz.

Kış, plastik cerrahi için en iyi mevsim olsa da, bu makalenin en başında bahsettiğimiz diğer sorulara doğru cevapları bulmak da önemlidir. Milano Clinic olarak sorularınızı cevaplayabiliriz. Başka sorularınız varsa, onları yanıtlamaktan da mutluluk duyarız! Hizmetlerimiz, fiyatlarımız ve daha fazlası hakkında ek bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.

Önceki yazımıza https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/kayleigh-baldwin-wilkinson-kimdir/ linkinden ulaşabilirsiniz.

kayleigh-baldwin-wilkinson

KayleIgh BaldwIn-WIlkInson KImdIr?

Kayleıgh Baldwın-Wılkınson KImdIr?

Kayleigh Baldwin-Wilkinson

Anne olmak bir lütuf olarak kabul edilir, mucizevidir ve bir hediyedir. Dahası, anne olmak bizi düşündüğümüzden daha fazla değiştirir. Hayatımızı birçok şekilde farklılaştırır. Yaşama şeklimizi, olayları yorumlama şeklimizi değiştirir. Tabii aynı zamanda vücudumuzu da değiştirir.

Birçok kadın hamilelik sırasında ve doğumdan sonra vücutlarında bölgesel değişiklikler yaşar. Bu tamamen normal ve aynı zamanda doğal bir değişikliktir. Kadınların bu dönemde yaşayabileceği değişiklikler göğüsler, karın, basen ve kollar olmak üzere vücutlarındaki birçok alanı etkiler.

Bazı farklılıklar belli bir sürede kendi kendine kaybolabilirken, bazıları da ne yazık ki kendi kendine gitmeyebilir. Bundan dolayı milyonlarca kadın hamilelikten önceki haline dönmek için birçok yola başvurur ve bir sürü farklı şey dener. Ancak bazen kilo vermenin doğal yolları işe yaramaz. Sorun birçok yerde olabilir. Bazı insanlar yanlış egzersiz rutinini deneyebilir; Bazı insanlar yanlış beslenmeyi dener. Ya da kişilerin doğal yollarla kilo vermesini engelleyen metabolik bir sorun olabilir. Bu aynı zamanda Kayleigh Baldwin-Wilkinson’ın da yaşadığı bir durum. Bu yazımızda Kayleigh Baldwin-Wilkinson'ın hikayesinden bahsedeceğiz.

Kayleigh Baldwin-Wilkinson'ı Tanıyalım

Kayleigh Baldwin-Wilkinson, Birleşik Krallık'ta Essex'te ikamet eden 28 yaşında bir kadındır. Morgan ve Harley adında iki harika çocuk annesidir. İlk önce yedi yıl önce Morgan'ı dünyaya getirdiğinde anne oldu ve ardından üç yıl sonra Harley ile ikinci defa anne oldu. Kayleigh'in uzun süredir kilo sorunlarıyla mücadele ettiği bilinen bir gerçek. İlk çocuğunu doğurduktan sonra kilo vermek için çok uğraştığını ve ikinci hamilelikten sonra kilo vermenin çok zor hale geldiğini söylüyor. Kendi kendine kilo vermeye çalıştığında çalışmaları sonuçsuz kaldı.

Kayleigh’in yaşadığı bu duruma yo-yo etkisi deniyor. Yo-yo etkisi, ağırlık döngüsü olarak da bilinir. Bu, ne denerse denesin verdiği kiloyu geri alacağı anlamına geliyordu. Kayleigh, yaklaşık 20 kilo verdi, ancak hepsini ekstra kilo ile geri aldı. Ayrıca sürekli hazır yemek yemesi de duruma yardımcı olmadı. Her hafta paket servis için 150 sterlinden fazla harcadığını söylüyor.

Kilosu çocuklarıyla olan ev hayatını etkilediğinden, çocuklarla kaliteli zaman geçirememesi onu harekete geçirdi ve araştırmaya başladı. Araştırmadan sonra gastrik bypass ameliyatı olmaya karar verdi.

Mide baypas ameliyatı, midenin küçük bir bölümünü geri kalanından ayırarak midenin boyutunu küçülten ve onu ince bağırsağa bağlayan bir ameliyattır. Bu, yediğiniz yiyeceklerin doğrudan bağırsağınıza gitmesini sağlar. Daha küçük mide, çok daha küçük yiyeceklerle dolu hissetmemize yardımcı olduğu için ameliyat kilo kaybına neden olur.

Araştırmasını yaptıktan sonra Kayleigh, Birleşik Krallık'ta bu ameliyatı yaptırmanın maliyetinin 10.000 ila 20.000 £ arasında olabileceğini gördü. İşte o zaman Türkiye'de ameliyat olmaya karar verdi. Son birkaç yıldır sağlık turizminde manşetlere çıkan Türkiye’de, hayalini kurduğu ameliyatı yaklaşık 3 bin 200 sterline yaptırabileceğini gördü.

Ameliyattan önce Kayleigh, yaklaşık 120 kiloydu. Ameliyattan sonra bir yıl boyunca 66 kilo oldu. Ancak birçok kadında olduğu gibi o kiloları verdikten sonra cildi sarkmaya başladı.

Kilo verdikten sonra sarkma doğal olarak gerçekleşir. Cilt uzun süre gerilirse esnekliğini kaybeder. Yani kilo verdikten sonra bu fazla deri vücuttan sarkmaya başlayacaktır.

Kadınların kilo verdikten sonra sarkmalarının yanı sıra hamilelik sırasında ve sonrasında çatlaklar da yaşadığını belirtmekte fayda var. Çatlaklara hızlı kilo alımı neden olur ve cildinizin ne kadar hızlı büyüdüğüne verdiği tepkidir.

Kayleigh bir yıl içinde kilo verdi, ancak görünüşünden memnun değildi, estetik ameliyatlar için Türkiye'ye dönmek için fazladan 4.500 £ harcadı. Karın germe estetiği, meme dikleştirme estetiği ve meme büyütme estetiği ameliyatlarını oldu.

Karın germe ameliyatında alt karın bölgesindeki fazla deri kesi ile alınarak vücuda tonda bir görünüm kazandırılır. Meme implantı ameliyatında silikon meme protezlerinin implantasyonu ile memenin şekli ve genel görünümü değiştirilir. Son olarak Meme dikleştirme operasyonu, memelerin daha dik görünmesi için kesi ile derinin bir kısmını alarak memelerin sarkmasına yardımcı olur.

Kayleigh şimdi, vücudu ile her zamankinden daha mutlu. Bu değişiklikleri sadece kendisi için değil çocukları için de yaptığını söylüyor. Artık nefes darlığı çekmeden, herhangi bir fiziksel acı hissetmeden çocuklarıyla daha kaliteli zaman geçirebiliyor. Ve bunu sadece bir yıl içinde gerçekleştirdi.

Kayleigh Baldwin-Wilkinson, güzel hissetmeyi ve çocuklarına daha fazla zaman ayırabilmeyi hayal etti ve estetik ameliyatlarla sadece bir yıl içinde hayallerine ulaştı. Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız Milano Klinik tam size göre! Her yıl binlerce insanın hayallerine ulaşmasına yardımcı olduk, size de yardımcı olmak istiyoruz. Hizmetlerimiz, fiyatlarımız ve daha fazlası hakkında ek bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.

Önceki yazımızı https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/iyi-bir-jawline-icin-fikirler/ linkinden okuyabilirsiniz.

iyi-bir-jawline-icin-fikirler (1)

İyi Bir Jawline İçin Fikirler

İyi Bir Jawline İçin Fikirler

Güzellik endüstrisi ve standartlar hızla değişse de, keskin çene uzun zamandır tercih edilen özelliklerden bir tanesidir. Bu özelliğin halkın gözünde ne zaman çok çekici görünmeye başladığını saptamak zor olsa da, 1900’lerde dünya savaşlarının traşlı, çıplak yüzlü görünümü ordu ve beyaz yaka işleri dışında bir norm haline geldi.

Sakal traşları yapılırken keskin çene hatları ışığın altına girdi. Ve sinemanın artan popülaritesi, görünümün popülerleşmesine yardımcı oldu. Bu yazımızda jawline neden bu kadar hoş bulduğumuzu, hangi çeneleri iyi bir jawline olarak nitelendirebileceğimizi ve böyle bir görünüme nasıl kavuşabileceğinizi konuşacağız. 

İyi Bir Jawline Nedir?

Pek çok insan kulağın altından çeneye kadar yontulmuş, keskin bir çizgiyi iyi bir çene çizgisi olarak görür. Bu bazı durumlarda doğru olsa kesin bir cevap değildir. Estetisyenlerin genel olarak ulaşmak istedikleri şey yüzün ana hatlarını çizecek, güçlü bir çenedir. 

Kadınlar için bu görünümün en güzel örneklerinden biri Angelina Jolie’dir. Yakından bakıldığında bunun sebebini anlamak oldukça kolay. Genç yıldızın çene hattına baktığımızda oldukça keskin olduğunu görebiliriz. Çene hattı neredeyse bir sınır gibi, boyun ve baş arasına çok belirgin bir çizgi çeker. Bahsedildiği gibi, ideal görünüm genel yüzünüze ve kafa şeklinize göre değişse de genel amaç bu kutuların hepsini işaretlemektir.

Ameliyatsız Seçenekler 

Diğer birçok ideal görünüm gibi, belirgin bir jawline için de çeşitli şekillerde elde edilebilir. Bunlardan biri, tahmin ettiğiniz gibi, egzersiz yapmak. Çene ve/veya çene egzersizleri diğer egzersiz türlerinin aksine oldukça kolaydır. En iyi kısım? Bunları hemen hemen her zaman ve her yerde yapabilirsiniz. Bu egzersizler çene, yanaklar, dudaklar ve çenenin hareketlerine odaklanma eğilimindedir. Bunları çalışırken, yemek pişirirken, film izlerken ve hatta başka egzersizler yaparken de yapabilirsiniz. Bunu yapamıyorsanız, sakız her zaman yardımcı olabilir!

Sakız çiğnerken, çenenizin sürekli hareketi de bir tür egzersiz görevi görür. Bunun için aromasız sakızlar özellikle tavsiye edilir, çünkü daha uzun süre kullanılabilirler. Yapabileceğiniz başka bir şey de, çene hattınızın hemen altında boynunuzun üst kısmına masaj yapmaktır. Biz konuşurken, yemek yerken, esnerken vs. bu bölge aslında sürekli hareket ederken, masaj teknikleriyle cildi germek de yardımcı olabilir.

Ve son olarak, su! Suyun vücudunuz ve genel sağlığınız için ne kadar önemli olduğunu vurgulayamayız. Günlük hayatımızın yoğun temposuna kapıldığımızda su içmeyi unutabiliriz. Bu nedenle, kendinizi daha fazla su içmeye teşvik etmek istiyorsanız, hatırlatıcılar oluşturabilirsiniz. Unutmayın, su içmek hayalinizdeki görünüme kavuşmak için çok faydalı bir adım olsa da, sağlıklı bir yaşam sürmek için de hayati bir adımdır.

Cerrahi Seçenekler

Gelişen güzellik ve estetik sektörü, birçok kişiye hayallerindeki görünümü vaat ediyor ve güzel bir çene hattı için ameliyat olmak artık çok yaygın bir işlem. Aslında seçebileceğiniz birkaç farklı işlem var. Bu bölümde bunlardan üçünü ele alacağız. 

Boyun Germe

İnsanların belirli bir çene çizgisine sahip olmamalarının nedenlerinden biri, boyunlarındaki gevşek ve/veya sarkmış deridir. Boyun germe operasyonu boyun bölgenizdeki gevşek ve gereksiz deriden kurtulmaya odaklanır. Operasyon tipik olarak 2 ila 3 saat sürer ve iyileşme süresi yaklaşık üç aydır.

Yüz Germe 

Yüz germe ameliyatı, her ikisinin de gevşek deriden kurtulmaya odaklanması açısından boyun germeye benzer. Yüz germede asıl amaç dokuları güçlendirmektir. Bu operasyon da yaklaşık 2-3 saat sürer ve iyileşme süresi yaklaşık iki aydır.

Bişektomi

Pek çok insan, tanımlanmış bir çene hattı elde etmek için estetik ameliyatları düşünürken bişektomiyi gözden kaçırma eğilimindedir, oysa gerçekte bişektomi, iyi bir çene hattından çok daha fazlasını sunar. Bu ameliyatta yanaklarınızdaki fazla yağların alınmasına odaklanılır. Bu size istediğiniz çene çizgisini vermekle kalmayacak, aynı zamanda oldukça genç görünmenizi de sağlayacaktır.

Milano Klinik, burada listelenen tüm ameliyatları sağlar. Uzman estetisyenlerden oluşan ekibimiz, birçok insanın hayallerindeki görünüme kavuşmasına yardımcı olmak için çok çalıştı. Ve bu konuda da size yardımcı olmaktan mutluluk duyacaklardır. Hizmetlerimiz, fiyatlarımız ve daha fazlası hakkında ek bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.

Bu yazımızda sizlere iyi bir jawline için fikirlerden bahsettik. Bir önceki yazımıza https://serkanturkdonmez.com.tr/milano/altin-oran-nedir/ linkinden ulaşabilirsiniz.

Teşvikiye mah. Hakkı Yeten caddesi No:11 Center:1 Kat:12 No:64 Terrace Fulya Residence

Copyright 2018 -2023 Milano Klinik ©  All Rights Reserved

footer1 (1)